Türkiye tarihindeki en önemli olaylardan biri olan FETÖ darbe girişimi, Türk halkının ve polisinin büyük çabası ile engellendi. 15 Temmuz darbesi tarihinde, yani o hain saldırının yaşandığı gecede hayatını kaybeden yüzlerce polis ve sivil vatandaş şehitlik mertebesine ulaştı.
Söz konusu gece Akıncı Üssü’ne yapılan saldırı ile ilgisi olduğu tespit edilen 4 sivil yöneticiye ve 15 eski askere kişi başı 79 yıl ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Şehit babası İsmail Yorulmaz ise bu suçun karşılığının idam olması gerektiğine dikkat çekti. “İçimiz buruk” sözleri ile yaşadığı duyguları anlattı.
Oğlunun acısının dinmediğini anlatmaya çalışan acılı şehit babası İsmail Yorulmaz, dava ile ilgili düşüncelerini şu sözlerle ifade etti:
“7’nci ayın 15’i 2016’da darbenin olduğunda şehit oldu. Aradan 4 sene 4 ay geçti. Bugün itibariyle sanıkların cezasını tebliğ etti. Yalnız içimiz buruk. Şu şekilde buruk; bir defa adalet gecikti. Bunların cezası müebbet hapis olmamalıydı. Cezası idam olmalıydı.”
Tarih kitaplarında, Türkiye tarihinde önemli bir olay olarak geçecek olan 15 Temmuz Darbe Girişimi olayı ile ilgili İsmail Yorulmaz, şu sözleri dile getirdi.
“Şehit ailelerin yüreğinin soğuması için 'kısasa kısas' bunların cezası 'idam' olmalıydı cezalarını öyle çekmeliydi. Bizim çocuklarımızın ne suçu vardı. Bugün 43 kişi özel harekatta polis memuru. Birisi özel hareketteki caminin imamı 3 kişi de öyle şehit oldu, 45 kişi. Sincan’daki Adalet Sarayı’nda adeta bunlar film oynadı. Sanıkların yakınları, avukatları ve sanıklar tarafından adeta inkar politikasına gittiler. Yaptıkları suç sabit olduğu halde görüntüleriyle ses kayıtlarıyla her şeyi sabit. Ama bu zamana kadar adalet gecikti. Biz verilen adaleti az görüyoruz. Bunlarınki 'idam' olmalıydı. Bizim çocuklarımız bir daha gelmeyecek ama onlar nefes alıp verecek.”
Şehit PÖH Hakan Yorulmaz’ın babası, Sincan Adalet Sarayı duruşma salonlarında gerçekleştirilen dava hakkında, suçluların asıl cezayı öldükten sonra alacaklarını ifade etti:
“Sincan’a gittim oradaki davayı takip ettim. Oradaki davada adeta şehit aileleri orada baskı altına alındı. Sanık oldukları halde burada şehit ailelerini taciz ettiler. İnkar politikasına gittiler. Kendi hayat hikayelerini anlattılar. Doğduğundan beri yaşantılarını anlattılar. Gerçek olan olayı vakayı anlatmıyorlar. Kendi hayat hikayelerini anlattılar. Sabahtan akşama kadar bir kişi dinliyorlar. Suçu sabit. O hainler suçu sabit olduğu halde ben yapmadım diyorlar. İnkar inkar inkar çünkü yukarıdan o şekilde savunma veriliyor. Onları Allah’a havale ediyorum. Esas ceza onlara öbür dünyada verilecek.”
Hakan Yorulmaz, 15 Temmuz 1988 yılında Kırıkkale’de dünyaya gelmiş bir vatan evladı idi. 28. Doğum gününde şehit olan Yorulmaz, gelecekte komiser olmak istiyordu. Çocukluk hayalinin peşinden koşan Yorulmaz, Çankırı İşletme Fakültesini kazanmasına rağmen, Samsun Polis Okulu’na kayıt yaptırmak istemişti. Önce Siirtte görev yapan Yorulmaz, 4 yılın sonunda Ankara’ya tayin olmuştu. Komiser olamadan şehit olan Hakan Yorulmaz, “Bu meslekte ölüm kaçınılmaz.” sözü ile biliniyordu.
Şehitlik nedir kimler şehittir sorusunun en temel cevabı, Allah yolunda canını veren kişi olarak bilinmektedir. Ahiret hayatında peygamberlik makamından sonraki rütbenin şehitlik olduğu bilinmektedir. Şehit olan kişilerin tüm günahlarının Allah tarafından affedildiği bilinmekte olup, bu bağlamda şehitlik mertebesinin çok büyük kıymeti bulunmaktadır.
Sadece İslam aleminin bugünün değil, geçmişte, Hz. Muhammed (sav) döneminde de şehitlik mertebesi çok çok büyük kıymetlere sahipti. Hatta bunu bir hatırat ile anlatacak olursak, Hz. Muhammed (sav) Uhud savaşında şehit olan askerleri hakkında şu sözleri söylemiştir:
"Kardeşleriniz Uhud´da şehit olunca, Allah onların ruhlarını yeşil kuşların cevfine koydu. Cennetin nehirlerinden içerler, meyvelerinden yerler. Arşın gölgesinde asılı altından kandillerde yerleşirler. Yiyecek, içecek ve istirahatlerinin güzelliğini görünce,
"Keşke, derler Cennette hayatta olup, rızıklandırıldığımızı biri dünyadaki kardeşlerimize haber verse. Ta ki, cihaddan geri kalmasınlar, savaş esnasında kaçmasınlar." Cenab-ı Hak,
"Sizin bu halinizi onlara ulaştıracağım." der ve şu ayetlerle bildirir." (Ebu Davud, Cihad, 25)
"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler, Allah´ın lütfundan kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde, Rableri katında rızıklandırılırlar. Arkalarından gelecek olanlara şunu müjdelemek isterler: Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmezler. Allah´tan bir nimeti ve lütfu ve Allah´ın mü´minlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelemek isterler.” (Al-i İmran, 3/169-171)
Şehitlik mertebesine ulaşan kişiye Şehîd-i Kâmil denmektedir. Bunun ise en temelde bazı şartları bulunmaktadır:
Şehitlik mertebesine ulaşmış kişilerin cenaze töreninde okunan şehitlik duasi Arapça ve Türkçe halleri ile okunmaktadır. Öncelikle Arapça yapılan duanın ardından şehitlik duasi okunarak, şehitlik makamına ulaşan kişinin ardından güzel temennilerde bulunulur. İşte, en çok okunan şehitlik duaları:
Ya rabbi senin rızan için ellerimizi açtık, sana yalvarıyoruz, ya rabbi bizi huzurundan boş çevirme, bizi kendinden başkasına muhtaç etme, bizi kendinden başkasına yalvartma ya rabbi.
Şu cennet vatanımızın her karış toprağı senin uğrunda canlarını veren, şehit kardeşlerimizin kanlarıyla sulanmış, biz bu vatana sahip çıkmak için tarih boyu canlarımızı vermişiz, bugün vatanımız tehlikeye girdiğinde 7’den 70’e kadınıyla erkeğiyle canlarımızı feda etmek üzere ebrehenin ordusunun karşısında ebabil kuşlarının attığı taşlar misali hiçbir güç kuvvet yetiremez, silahların tankların önüne başlarını koyan ve ta istikal savaşından bu zamana kadar vatanımız kurtarmaya çalışan tüm şehit kardeşlerimizin ruhlarını şad eyle..
Ya rabb bizim vatanımızı düşman çizmeleriyle çiğnetme, bizi vatansız bırakma, bizi bayraksız bırakma, bizim hürriyet ve istikalalimize musallt olanlara fırsat verme ya rabbi.bizi hürriyet ve istikalimiziden mahrum bırakma ya rabbi. Minarelerimizde okunan ezanı Muhammedileri dindirme, ayyıldızlı bayrağımızı gönderlerden indirme ya rabbi, indirme ya rabbi, düşmanlarımıza fırsat verme ya rabbi.özellikle yeryüzünde ebu cehiller, ebu lehepler, ebreheler olduğu gibi firavunlar, nemrutlar olduğu gibi onlar tarihin hiçbir devrinde eksik olmadılar, bugünkü firavunların, bugünkü ebu cehillerin ebu leheplerin şerrinden muhafaza eyle .
Ya rabbi. Şurada toplanan kardeşlerimiz sana ellerini açtılar sana olan imanları sana olan güvenleri, sana olan tevekküleri ile sana yalvarıyorlarlar . ya rebbel alemin bunlar bedirde,bunlar uhutta, bunlar çanakkalede, bunlar kurtulus savaşında, vatanlarını milletlerini dinlerini inançlarını korumak için savaşan kardeşlerimiz gibi ya rabbi bu uğurda can veren şehitlerimizi okunan kuranlar hurmetine Yasinler hurmetine, aşırlar hurmetine ruhlarını şad eyle makamlarını cennet eyle, bedir şehitleri ile haşr eyle. Uhut şehitleri ile beraber haşr eyle.
Ya rabbel alemin bizleri ve şu kardeşlerimizide bedirden uhuttan sağ olarak dönen kardeşlerimizle haşr eyle. Burada toplandığımız gibi yarın mahşer gününde peygamberimizin sancağı altında toplanmayı haşru cem eyle. Peygamberimizi vatan sevgisi imandandır buyuruyor vatan uğruna şehit olan tüm şehitlerimize merhamet eyle. Bizi rahmetinden mahrum bırakma bizi her türlü tehlikelerden kötülerden kötü insanların şerrinden iblis kılıklı hainlerden, ebu cehil kılıklıların şerrinden, özellikle hürriyet ve istikalimize tasallut eden bizi köleleştirmek bizi diz çöktürmek bize emir verildiğinde emirlerini yerine yetirtmek isteyenlere ya rabbi fırsat verme, bize güç ve kuvvet nasip eyle bizi kendinden başka hiç kimseye muhtaç etme ya rabbi.
Ya rabbel alemin şu güzen cennet vatanımızda ayaklarımızı bastğımız her yerde şehitlerimizin kanları ve kemikleri var.Onların kanlarını ve kemiklerini sızlatacak yanlış işler yapmaktan bizleri muhafaza eyle. O şehit kardeşlerimizin uğrunda şehit oldukları davalarına sahip çıkacak ihlaslı imanlı vatanını ve milletini seven nesiller yetiştirmeyi nasip eyle ya rabbi.. bizi kendinden başkasına muhtaç etme. Dualarımızı ve okunan kuranları kabetüllah, ravzai mutahharada yapılan dualar zümresine dahil eyle.
Bu necip bu asil millete şu cennet vatanımıza hizmet etmek isteyenlere güç ve kuvvet nasip eyle. Onların ömürlerini hayırlı bereketler ihsan eyle.. Sayıni ve sayımızi meşkur eyle, amellerini ve amellerimizi makbul eyle..Onları beddua edenlerin beddularından koru ya rabbi. Onların beddualarını kendi başlarına makus eyle ya rabbi.. ya rabbi cehennem ateşlerini onların başlarına makus eyle. Makus eyle ya rabbi. Makus eyle ya rabbi. Onları kahhar ismi şerifin hurmetine kahru perişan eyle ya rabbi. Yaralalanan kardeşlerimize acil şifalar ihsan eyle ya rabbi.
Devletimizi miletimizi payidar eyle, vatanımızı milletimizi ve tüm İslam vatanlarını muhafaza eyle. bütün şehitlerimize rahmet eihsan eyle. Kabirlerini pür nur eyle makamlarını ali eyle cennetinele cemalinle müşerref eyle a rabbi.
Şehit yakınlarının şehidinin arkasından 1 hafta boyunca okuması uygun olan dua şu şekildedir:
” Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine'-zâlimîn.”
Şehit PÖH Hakan Yorulmaz’ın babası İsmail Yorulmaz, Sincan Adliyesinde verilen müebbet hapis cezasını yeterli bulmamış, suçluların idam edilmesini talep etmişti. Peki, idam ne demek? İdam ne zaman kalktı? İdam cezası hakkında bilinmesi gerekenler nelerdir?
İdam cezası son günlerde sıklıkla talep edilen fakat hukuk sistemimizin çağdaş yapısına uymadığı gerekçesi ile getirilmeyen bir ceza türüdür. Türk Dil Kurumu idam ne demek sorusunu şu şekilde cevaplamaktadır:
“İnsan öldürme vb. bir suça karşılık verilen ve suçlunun ölümüyle sonuçlanan ceza, idam cezası, ölüm cezası”
Ölüm cezası olarak da adlandırılan idam cezası ve idam sehpası deyimleri, geçmişten bugüne dilimizde yer edinmiş Arapça kaynaklı bir ikilemedir. Türk Hukuk Sisteminde çok önceden var olan idam cezası, bugünlerde alınan kadın cinayetleri ve şehit haberleri sonucunda acılı aileler tarafından sıklıkla talep edilmektedir.
Suudi Arabistan, Çin ve ABD’nin bazı eyaletlerinde devam eden idam cezası Türkiye’de 1984 yılında getirilen Anayasal düzenlemeler ile kaldırıldı. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi gereği yapılan bu değişiklikle birlikte Türkiye’de idam sehpası kaldırılmış oldu.
İDAMI GETİRİN İMZALIYALIM DİYENLER NERELERDESİNİZ ? MUHTEMELEN BU İNSANLARIN EVLATLARINI ŞEHİT EDENLERİ KAHRAMANDA YAPARSINIZ SİZ !
